ZEYTİN’E DÖNÜŞ
Islak, kurşuni ve boğucu bir hava vardı bu akşam. Serkan, sıkışık trafikte yol almaya çalışıyordu. Annesine sakinleştirici verip arka koltuğa uzatmışlardı. Derin ablası bir ara dönüp annesine baktı, uyuyordu.” Kolay...
Devamını okuIslak, kurşuni ve boğucu bir hava vardı bu akşam. Serkan, sıkışık trafikte yol almaya çalışıyordu. Annesine sakinleştirici verip arka koltuğa uzatmışlardı. Derin ablası bir ara dönüp annesine baktı, uyuyordu.” Kolay...
Devamını okuHer şey bir rüya ile başladı… Gökyüzü olabilecek en derin mavi, bulutlar beyazında beyazıydı. Birinin arasından aynı beyazlıkta, kanatları gövdesinin neredeyse üç katı büyüklüğünde bir güvercin süzülerek gelip yorganımın üstüne...
Devamını okuYazın en sıcak günlerinden birini yaşıyordu İstanbul. Altmışlı yaşlardaki adam sırtladığı çuvalla yokuş aşağı inmeye başladı. Evine varıncaya kadar iki kez dinlenip mendiliyle terini kuruladı. İpin ucundaki makarayı çekip...
Devamını okuEn çok beni severdi Mükerrem Hanım. Pazara gittiğinde önce girişteki yumurtacısına uğrar, otuzluk kartonu ayırtır, dönüşte alacağını söylerdi. Tüm yumurtaları üşenmeden tek tek kendi seçerdi. Sonra sıra sebzecilere gelirdi,...
Devamını okuMum alevine tapınan pervaneydi sanki. Turlayıp dönüyordu Koca Kara’nın etrafında. İrili ufaklı urlarla dolu, büyük bir oyuk açılmış pütürlü gövdesine doluyordu kollarını en yakınına sarılır gibi. Boyunun yetiştiği...
Devamını oku